Proje dersinden öğrenemediklerim!




    Herkese merhaba, uzun süredir buralarda olmamamın nedeni aslında Proje IV dersinden defalarca kez başarısız olmam sonucu yaşadığım başarısızlık ve yetersizlik hissiyle birlikte gelen duygusal çöküş ve çırpınışların beni hırpalamasıydı.

     Başlıktan da anlayacağınız üzere 8 dönemdir proje dersi ve son 3 dönemdir aynı proje dersini alan biri olarak bu derslerden neler öğrenemediklerimi hem kendime itiraf etmek hem de sizinle paylaşmak için bu yazıyı yazıyorum. Keyifli okumalar.


> Eskiz ve maket yapımı dersinde konu dışındaki her şeyi öğrendiğimi, hocam mimar olduğu için eskiz tekniklerimin gelişmediğini hocama defalarca kez açıklamayı öğrenemedim. 


> Çizimin iyi de olsa kötü de olsa derdini anlatabilmesi gerektiğini, derdini anlatamadığın çizimlerle gittiğin proje dersinde anca niyet gösterip pandomim yapacağımı öğrenemedim. 


> Kötü proje fikri olmadığını, her proje fikrinin bir aşamada geliştirilebilir olduğunu ama kötü proje diye bir şeyin varlığını, önemli olanın bu fikri nasıl şekillendirecek oluşum olduğunu öğrenemedim. 


> Proje bir süreçtir. Haftalarca niyetleri konuşup son hafta çıkardığın proje mükemmel de olsa anlam ifade etmez. Bunu da öğrenemedim.


>  Attığım taşın ürküttüğüm kurbağaya değmesi gerektiğini, Amerika’yı yeniden keşfetmeme gerek olmadığını, elde ettiğim sonucun gösterdiğim çabaya değmesi gerektiğini öğrenemedim.

 

> Dışarıda ne kadar başarılı olursam olayım proje hocamın gözüne giremeyeceğimi öğrenemedim. Hepimizin psikolojik olarak iyi/ kötü günleri olmuştur. Proje dersi dışında her yerde aktif bir insan olarak proje dersinde göstermediğim çabanın ilgisini bekledim. Herkese ilgi gösterirken proje dersime yeterli ilgiyi göstermedim fakat karşılığında ilgi gösterdiğim alanlardaki ilgiyi alabileceğime dair beklentiye girdim. İyimser tutumumu kendi içimde tebrik ediyorum. <3


> Projede sizi var eden şey uykusuz kaldığınız geceleriniz değildir. Çok çalışmanız önemlidir ama yeterli değildir. Kimse hiçbir problemi çözülmemiş bir ürüne günlerinizi verdiğinizi duyunca olsun canın sağolsun demiyor. Emeğine yazık etmişsin deniyor. O yüzden takıntılarımı bir kenara bırakıp “Malzemesi nasıl daha sürdürülebilir olur?” ya da “Bu ürünün kullanıcısı hangi hareketlere yöneltilmeli?” gibi soruların en başta sorulup günlerce araştırılmaması gerektiğini öğrenemedim.


> Proje dersini son güne bırakma bölüm sonu canavarı olmak ve haftalarca aynı detaya takılı kalmak arasında sıkışmamayı öğrenemedim.


> Proje hocamı çok sevmek zorunda olmadığımı ya da hocamın beni çok sevmek zorunda olmadığını, beni sevmesi için sürekli kendimi hırpalamamın yanlış olduğunu öğrenemedim. Sana 5 dönem boyunca kötü bir öğrencisin derlerse sen kötü bir öğrenci olduğuna inanırsın. Kimse senin neden bu projeni diğer projelerinden daha az sevdiğini fark etmek ya da 5 dönem boyunca dersine girdiği öğrenciyi çözmek zorunda değil. Ama ben 5 dönemin sonunda bu dersten çatır çatır geçen dönem arkadaşlarım arasında derece yapacak kadar iyi bir tasarım öğrencisi olup aynı başarıyı proje dersine aktarmayı öğrenemedim.


> Başarısız hissettiğim ve nefret ederek gittiğim derste saygı duymakta zorlandığım ürünleriyle gelip benim kadar kendisiyle vakit geçirmedikleri hocam hakkında bana taktik vermeye çalışan insanlara sorunun hocamda değil bende olduğunu söylemeyi ve göz devirmemeyi öğrenemedim. 


> Çizimlerimin bu işi benden yıllarca fazla deneyimi olan hocam kadar iyi olmasını beklememem gerektiğini ve bu konuda kendisine sorular sormamayı öğrenemedim. 


> Eğer bir fikre inanıyorsam onu takıntı yapmak yerine onun için çalışmam gerektiğini öğrenemedim. 


> Bilmediğin çok fazla şey olduğunu, her şeyi aynı anda öğrenemeyeceğimi, zamana ihtiyacım olduğunu ve eksiklikleri fark etmenin bitirmenin yarısı olduğunu öğrenemedim.


> Ben aynı dersi 3. Kez alırken 5 dönem önce geçtiğim dersi alan alt dönem bir öğrencinin dalga geçer gibi projeden kalmanın çok zor olduğunu ve onların sınıfında hocaların herkesi geçirdiğini söylemesi üzerine sakin kalmayı öğrenemedim. 


> Son olarak bir kere başarısız olduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi alt dönemlerle ders almanın zor ve gurur kırıcı olmadığını, herkesin aileden görülüp benim üvey evlat gibi hissettirildiğim bir yerde daha çok çalışmamın beklendiğini, insanların okul dışında kötü günler yaşayabileceği, travmalarını keşfedip, tacize uğrayabileceği, hasta olabileceği, sağlığının kötüye gidebileceği, evinde/işinde/ailesinde sorunlar olabileceği, ya da sadece kalbinin kırık olabileceği durumlarda çalışmaktan vazgeçmemesi gerektiğini asla öğrenemedim. 


Öğrenemediğim şeyler çok fazla ama ısrarla öğrenemediğim şey de bütün hataları tek başıma göğüsleyemeyeceğim. Eksiklerimi tamamlamamak, projeden nefret etmek ve hocalarım beni sevsin diye kendimi paralamanın da sadece benim suçum olduğunu öğrenemedim. Öğrenemediklerimin bende açığa çıkarttığı öfkeyle başa çıkmakta da hiç başarılı değilim. Ama bu öfke bundan sonraki projelerimde hatırlayıp hırslanmam için geri döner umarım.


Bazen sadece bırakırsınız ve bırakmak başarısızlık değildir. Gücümün olmaması ve her hafta nefret etsem de kendimi bir ürün çıkartmaya zorlamak beni daha başarılı yapmadı. Aksine beni başarısız olduğumu düşünmeme ve içinde bulunduğum depresif ruh halini daha da kötüleştirmeye, uykularımı kaçırmaya, korktuğum kritiklerle ilgili kabuslar görmeme ve yatağımdan bile kalkmak istemememe, dersten korkmama neden oldu.  


Geriye dönüp baktığımda o kadar başarılıyım ki. Ortaya başarılı bir şey çıkmasa bile kendimi bir şey çıkartmaya zorlamam bile benim için gurur verici. Ne kadar başarısız olsam da, ben seviyorum mesleğimi. Ve bunun için pes etmeye ya da bu başarısızlığı kabullenmeye de niyetim yok. Enerjimi harcadığım yerlerde başarının gelebildiğini görmek, gerçekten kötü olmadığımı, istediğimde başarabileceğimi bilmek beni mutlu ediyor. Bütün bu yaşadıklarımı paylaşmamı düşündürecek bir cümle okudum ve sonrasında bu yazıyı yazmaya karar verdim. Ben resmi bir kurum değilim. Burası benim deneyimlerimi paylaştığım bir blog ve yaşadığım başarısızlıklar da benimdir. “İnsanın içindeki boşluk alkışlarla dolmuyor.” Ne kadar öfkelensem de öfkem kendime. Yeteri kadar vakit ayırmadığımı düşündüğüm hiçbir kritiğimden keyif almadım. Başka şeylerde ne kadar başarılı olursam olayım projem aklımdan hiç çıkmadı. Düzeltecek gücü kendimde bulamadığım için hep kaçtım hep kendime daha önemli olduğunu düşüneceğim işler yarattım. Ama ne kadar takdir edilsem de içimdeki proje boşluğunu doldurmadan ilerleyemedim. Hiçbir şey öğrenemesem bile beni tatmin eden bir iş için vakit harcamıyorsam tatmin edici bir çıktı elde etme şansımın olmadığını çok iyi öğrendim. Yaz okulunda bu sefer başarabilecek miyim bilmiyorum. Ama başarırsam ne kadar mutlu olacağımı biliyorum. Sizden ricam benimle bir şeyler paylaşmanız. Aşağıda bana yazacağınız her yorum, paylaştığınız her anı ya da sadece boş verme şarkısı önce size sonra bana uğur ve kalkacak gücü getirsin. Bana her yerden ulaşabilirsiniz ve bunun için asla çekinmeyin. 


    Siz de kendinizi çok başarısız hissederseniz, buraya tıklayın ve her şeyi biraz salın. :)

    Tekrar görüşene kadar kendinize çok iyi bakın. 


    Sevgiler. 

    Sinem 



Yorumlar

  1. Canım benim sen çok başarılısın her zaman da başarılı olacaksın çünkü hep sorumluluk sahibi oldun eline aldığın her işi elinden gelenin fazlasını yaparak üstesinden geldin sana her zaman güveniyorum sen tuttuğunu koparan azimli çalışkan çok sempatik çok tatlısın başarılarının devamını diliyorum

    YanıtlaSil
  2. Önemli olan varacağın yer değil gittiğin yolun kendisidir. Hayatındaki bitmez tükenmez zorluklara merhaba de, sonra yine merhaba de

    YanıtlaSil
  3. Sinem merhaba.

    Yaşadığın sorunun senden kaynaklanmadığına emin olabilirsin. O üniversiteyi de hocaları da eğitim sistemini de dünya standartları üzerinden değerlendirecek olsan hiçbiri ilk bine dahi giremez. Dahası bazı hocalar kendi yetersizliklerini davranışlarıyla örtmeye çalışıyorlar. Hatta tasarım hakkında hiçbir fikri olamayanlar da var. (Bu söylediklerim bir iki hoca için geçerli değil onlar kendilerini bilirler. Bir tanesi yönetimin ahmaklığına dayanamadı başka üniversiteye gitti:) Yaşadığın hiçbir olay karşılaştığın hiç kimse seni ölçüp tartacak durumda değil. Sen kendini geliştirmeye ve hevesini kaybetmemeye bak. Selamlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, okuldaki ve genel olarak bölümdeki sıkıntıları paylaşma ve çözüm önerileri geliştirmeye çalıştığımız alanlar var aslında. Geçtiğimiz haftalarda paylaşmıştım. Umarım gerçekten gelişmeye doğru emin adımlarla ilerler ve daha tatlı bir dönem geçirebiliriz. O zamana kadar birbirimize destek olmaya devam edeceğiz.

      Sil
  4. “Eğer bir fikre inanıyorsam onu takıntı yapmak yerine onun için çalışmam gerektiği” bu ne kadar önemli bir şey ya. Okurken kalbimi bıraktım… Bizimle paylaştığın için teşekkür ederiz ✔️

    YanıtlaSil

Yorum Gönder